“El bilir ki sen menimsen
Yurdum, yuvam, meskenimsen
Men bir uşağ, sen bir ana
Ayrılar mı könül candan
Gözel vatan manan derin
Beşiyisen gözellerin…” (s.129)
“Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır.
Toprak, eğer uğrunda ölen varsa Vatandır.” (s.137)
“Bugün bizden vatan razı olacak,
Nefer şehit, Ordu gazi olacak.” (s. 130)
“Bahar geldi, koyun kuzu koklaştı.
İki aşık kaç senedir bekleşti.
Kara gözlüm düğün dernek yaklaştı.
Vatan borcu biter bitmez ordayım.” (s.131)
“Eş, eş hele bir dağları örten karı
Ot değil onlar, dedenin saçları
Dinle! Şehit sesleridir, rüzgarı
Durma yiğidim haydi, uğurlar ola…” (s.131)
“Bu vatan, toprağın kara bağrında
Sıra dağlar gibi duranlarındır.
İleri atılıp sellercesine,
Göğsünden vurulup tam ecesine.
Bir gül bahçesine girercesine,
Şu kara toprağa girenlerindir…” (s.133)
“Kim bu cennet vatanı uğruna olmaz ki feda,
Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda.
Canı, cananı bütün varımı alsın da Huda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda…” (s.133)
Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü…
Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü,
Işık ışık, dalga dalga bayrağım,
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.
Sana benim gözümle bakmayanın
Mezarını kazacağım
Seni selamlamadan uçan kuşun
Yuvasını bozacağım.
Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder…
Gölgende bana da, bana da yer ver!
Dağlardan çöllere düştüğün gün
Gölgene sığındık.
Ey şimdi süzgün, rüzgarlarda dalgalı;
Barışın güvercini, savaşın kartalı…
Yüksek yerlerde açan çiçeğim;
Senin altında doğdum,
Senin dibinde öleceğim.
Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim;
Yer yüzünde yer beğen;
Nereye dikilmek istersen,
Seni oraya dikeceğim!